Vidolu Bezik Oyunu

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16919
    Elfen
    Üye

    VİDOLU BEZİK

    Dokuz kağıtla ve dört deste otuz ikilik kağıtla oynanı­lır. Fakat yedililer ve sekizliler çıkarılır. 1500, 900, 800, 600, 400 ve kozun dışında aynı renkten dört asla yazılan 500 yoktur.

    Her çeşit papaz ve kızla, ayni renkten olmak şartı ile, koz açılmakla beraber en makbul kağıt maça kız ile karo valesidir. 500 yalnız bu kağıtlarla yani iki karo beziği ve i- ki maça kızı ile yazılabilir. Ötekilerle, mesela, öbür bezik­lerdeki gibi, kupa koz açılırsa, kupa kızları ve ispati vale­leri ile 500 yazılamaz. Bunun içindir ki bu oyunda daima maça kızı ile karo valesini kovalarlar, 500 yazmaya daha fazla heves ederler. Fakat 250 nin, yani tablonun da mü­him rolü vardır.

    3500 sayıdan fazlasına oynanmaz. Kağıtlar ortada du­rur; ayrılmaz. Oyuncular sıra ile, yani birer birer çekerler. İstedikleri zaman kozla, yahut oynanılan kağıtların büyüğü ile tutmaya hakları vardır. .

    Ortadaki kağıtlar oynana oynana bittikten sonra, iki ta­raf, aldıkları kağıtların içindeki asları ve onluları sayarlar. Bunların her biri onar sayı şeklinde sayılır. Buna “Birisk” derler.

    Öteki bezikler, kahvelerde oynandığı halde, bunu oy­nayanlar pek azdır. Hatta, hemen hemen hiç yoktur. Bu daha fazla klüplerde ve sosyetelerde oynanmaktadır. O kadar ki, salgın halini almış ve en büyük bir kumar ol­muştur.

    Vidolu beziği iki kişi oynamakla beraber, sekiz, on, hatta yirmi kişi de oyuna iştirak edebilir. Yalnız oynaya­mazlar. Oynayan iki oyuncunun tarafından ya partiye para koyarlar, yahut vidoları tutarlar.

    Vido veya Dav para sürmektir. Buna Rolans da diye­biliriz. Fakat bir oyuncu birbiri arkasına dav süremez, vido diyemez. Birisi ilk vido yu söylerse, arkadan ikinci vido demeğe hakkı yoktur. İkinci vido yu söylemek öteki oyun­cunun hakkıdır. O İkinciyi söylerse, o zaman birinci vido yu söyleyen, üçüncü vido yu söyleyebilir. Üçüncü vido dan sonra, dördüncü, beşinci vs. demek caizdir.

    Vido veya dav belli bir tutardan başlayarak 20, 25, 40, 50, 100, 200, 500’e kadar söylenir. Fakat bu anlaşma­ya bağlıdır. Yüksek dav lı veya vido lu oyunlar ancak klüplerde oynanılmaktadır. Ve yine böyle yüksek vido lar yine klüplerde, bazen da sosyetelerde ortaklama tutu­lur.

    Dav veya vido demek için ele kuvvetli ve ümitli ka­ğıt gelmesi yahut olması gerekir. Bazen kağıt dağıtılma­dan da yani pokerin sanvuarı gibi,vido veya dav denile­bilir.

    Elde kuvvetli ve ümitli kağıt olmadan da vido veya dav denilebilir. Bu da pokerin blöfüdür.

    Dav veya vido yu tutmak mecbur değildir. İki oyuncu­dan hangisi vido derse, öteki de kaçarsa vido diyen kendi lehine, ötekinin aleyhine olmak üzere markete vido nun bir misli para yazar.

    Dav veya vido denildikten ve oyuncu tarafından da tu­tulduktan sonra oyuna devam edilir, partiyi kim kazanırsa ve oyun birinci dav da sona erdiyse, kazanan taraf bire iki, ikinci dav da ise ikiye dört vs. dav yazar. Yani mesela, bir liraya iki, ikiye dört, yahut beş liraya on, on liraya yirmi… vb. böylece dav ların adedine ve paranın miktarına göre artar.

    Vido veya dav dan başka, parti başına da bir para tayin edilir ve partiyi kazanan parayı alır. Fakat bu oyunda parti­ye önem verilmez. İş vidodadır. Çoğu defa parti bitmeden oyuncu yüklü paralar kaybedebilir.

    Dav veya vido denilir de, bunu oyuncu tutmazsa, oyun bozulur, o vakte kadar yazdan saydarın hepsi silinip, oyu­na yeni baştan başlanır.

    İki oyuncudan biri partiyi bitirdiği zaman karşısındaki 3000 veya 5000 i, bu miktar üzerinde anlaşma, yapılır, doldurmamış olursa, kaybettiği parayı bir misli ile ödeme­ğe mecburdur. Buna Rubikon derler.

    “Rubikon oldu”, “Rubikondan çıkmadı” vidolu bezikte kullanılan tabirlerdendir.

    Beziğin bu dört türlüsünden başka bir de puvanlı bezik vardır. Oynayış tarzı aynıdır. Yalnız sayılar puvan, yani para olarak hesap edilir. Markete ona göre yazılır. Briçte olduğu gibi…

    Puvana, bir paradan başlayarak kırk paraya kadar çıkı- labilir. Bu oyun, poker gibi saat’le, yahut tur hesabı ile ya­ni beş, altı, sekiz turda biter.

    Hileler

    Üç ve dört kişilik bezikte avantası çoktur. Çünkü ka­ğıtlar ikiye ayrılmadığı için, hırsız oyuncu üstte duran ka­ğıdın cinsini ve nev’ini okuyacağı için kağıdı istediği za­man tutar, istemediği zaman tutmaz, istediği sayıya gider.

    İki kişilik ve kağıtlar yarı yarıya ayrılan beziklerde de avantajı vardır. Tirişör, çekeceği kağıdı bildiği için ona göre oynar, Bine, dokuz yüze, sekiz yüze ve altı yüze ona göre gider; beş yüz, bin beş yüzü bu duruma göre kovalar.

    • Market hırsızlığı.

    250 yazarken çift kaldırır. 100 yazacak yerde 200 ya­zar. Kağıtları yere koyarken, koz açılırken papazla kızı marketin baş tarafından altına koymak adet halini almıştır. Tablo da o vaziyette konur, ya açıkgöz oyuncu iki kağıdı oraya yerleştirirken, herhangi parmağının seri bir hareketi ile 500 sayı kaldırır, yani çalar. 1000 sayı da kaldırabilir, fakat dikkat nazarı çeker endişesiyle 1000 sayı kaldırmaz­lar. Partide, 500 sayı kaldırmak hareketi dört, beş kere de­vam ederse 2000, 25.000 sayı eder.

    • Telgraf

    Tirişör veya açıkgöz oyuncu, karşısındaki oyuncunun yanına bir adam oturttur, onun işaretleri ile elinde hangi kağıtlar olduğunu öğrenir, oyununu ona göre idare eder. Ellerindeki kağıdın vaziyeti bin beş yüze gitmeyi icap etti­rirken, beklediği kağıdın karşısındaki oyuncunun elinde olduğunu öğrenince gitmez, 500 yazar.

    • Eksik kağıda sayı yazmak.

    Üç asla 100, üç papazla 80, üç kızla 60 ve üç vale ile 40 yazarlar. Kağıtlar yerde açık durduğu ve adet itibarı ile çok­ça olduğu için yerdeki papaz üç mü, dört mü anlaşılmaz. Bundan başka oyuncu, kendisini oyunun havasına kaptırdığı için, tirişörün avantacıların hareketlerine dikkat edemezler.

    • Kucakta kız ve papaz saklamak.

    Oynanılan kağıtlardan bir koz veya papaz alıp kucakla­rına saklamak oyun hırsızlarının başlıca hilelerindendir. Bu kağıtlardan elleri iyi kağıtla dolduğu zaman istifade ederler. Mesela, ellerine üç maça kızı, yahut kupadan tablo olmaya aday birkaç fazlası ile güzel bir kağıt gelir. Fakat maçadan kozu açmak için papaz, kupayı da açabilmek için ellerinde kız yoktur. Bu kağıtlar ellerine gelinceye kadar, karşıdaki oyuncunun başka bir koz açma ihtimali vardır. Bunu önle­mek ve kazancı yüzde seksen, yüzde yüz temin edecek olan eldeki kağıdı açmak için, eğer kağıtları karıştırırken, kucak­larına düşürmek veya sıyırma sureti ile aldıkları kağıtlar içinde maça papazı yahut kupa kızı varsa, el çabukluğu ile bunları kucaklarından ellerine alıp istedikleri kozu açarlar.

    Oynanılan kağıtları toplayıp karıştırırken ehemmiyetli, yani sayı yazdıracak kağıtları bir araya doldururlar; üç as, üç kız, üç papaz ve valelerle hangi bezik gidiyorsa… Fakat bunları seçemezler, ellerine ne geçerse, bir araya koyarlar. Bu kağıtları destenin en altına yerleştirirler, kağıtları karış­tırır gibi yapalar, bu ameliyeyi yaparken alt kısmı karıştır­mazlar. Kestirdikten ve kağıtları dağıttıktan sonra, ikiye ayırırken, o kısmı, üst tarafa getirirler. Kağıdı ikiye ayırır­ken, dolmanın bulunduğu tarafı daha az, öteki tarafı daha kabarık, daha fazla bırakırlar. Oyuncu, fazla kağıt olan ta­rafı alır. O zaman işlenmiş olan kağıt kendisine kalır.

    Bazı tirişörler de ellerine tablo halinde kağıt alıp, bun­ları kağıtlar dağıtıldıktan ve ikiye ayrıldıktan sonra, aldık­ları kağıt üstüne yapıştırırlar. Yapıştırmayıp ellerine alan­lar da var. O zaman ellerinde on yedi, on sekiz kağıt olur. Bunu on ikiye indirmek için ikişer ikişer yere atarlar.

    • Başka cinsten kağıtla tablo koymak.

    Tirişörün eli dolmuştur. Çok güzel kağıt vardır. Fakat tablo koymak için bir kağıt eksiktir, mesela onlu veya va­le… Kağıdı çeker çeker, eksiği gelmez. O zaman, eğer tab­lo koymak için beklediği kağıt kupa ise ve, onun da onlusu veya valesi eksikse bunların yerine karo onlusunu veya va­lesini koyar. Fakat yere öyle bir vaziyette yerleştirir ki, açıp da bakmadıktan sonra farkına varılamaz. Bu hırsızlık öteki cinslerde de yapılır. Pika yerine ispati, ispati yerine pika kullanılır. Yani siyaha siyah, kırmızıya kırmızı. Bu şekil yüz elli de de yapılabilir.

    • Dışardan kağıt getirmek, cepten kağıt çıkarmak.

    Tirişörün elinde güzel ve ümitli bir kağıt vardır. Hem de bir kaç fazlası ile… Fakat bir kağıt eksiktir, çeker, çeker gel­mez. O zaman, arkadaşı varsa kalkar, kahveciden, o cinsten hangi kağıt eksikse alır, yahut garsondan ister, veya cebinde varsa çıkarır, arkadaşına gizlice verir. Hırsız oyuncunun ar­kadaşı yoksa 100 numaraya gider gibi yapar, garsondan, ya­hut orada bulunan diğer avantacılardan kendisi ister. Ve bir i- ki el sonra tabloyu, yahut beş yüzü, bin beş yüzü açar.

    Bu vaziyete göre, dışarıdan getirilip sokulan kağıtlarla o cinsin adedi artmıştır. Tirişör buna ehemmiyet vermez. O kağıt oyun devam ederken, kendi kağıtlarının içinde çı­karsa, artık oynamaz, kullanmaz, kaldırıp cebine indirir, kucağına atar. Kendi kağıdında çıkmazsa, yerdeki o cins kağıdı oynar, sarf eder.

    Bu hileyi kolay kolay herkes yutmaz, fakat aptal oyun­cu yutar. Hele anbale olduktan sonra… En kurnaz oyuncu­lar bile çoğu defa bu şekilde boğulmuşlardır.

    • Fazla kağıtla oynamak.

    Hırsız oyuncu kağıtları dağıtırken kendisine fazla ka­ğıt alır, Bunun avantajı şudur: Elindeki kağıtlar dolgunsa koz açmadan onları feda etmez. Hangi cinsten koz açılaca­ğı bilinmediği için, işe yarayacak, kağıtları harcamak iyi değildir. Fakat fazla kağıtla oynamak, bu hareketi önler ve koz açıldıktan sonra, tirişör eldeki fazla kağıtları ikişer ikişer atmak sureti ile on ikiye indirir. Yirmi kağıtla oyna­yan koz açılıncaya kadar vardır.

    Nasıl korunmalı?

    • Kağıtlarda sirkaf arayınız.
    • Sayı yazarken markete dikkat ediniz. Yanınıza gü­vendiğiniz birini, yahut bir arkadaşınızı oturtturunuz, mar­keti kontrol etsin. Bunu en kurnaz, en açıkgöz, oyuncular bile yaptırırlar
    • Yanınıza güvenmediğiniz, tanımadığınız kimseyi oturtmayınız.
    • Yere açılan kağıtları daima kontrol ediniz, açık açık, birbirinin üstüne gelmeyecek bir vaziyette koydurunuz.
    • Şüpheye düştüğünüz vakit karşınızdaki oyuncunun kucağına ve avucuna bakınız.
    • Kağıdı karşınızdaki oyuncu yaparken alıp karıştırı­nız.
    • Başka kağıtlarla tablo ve yüz elli koymak hırsızlığı­nı önlemek için açıp bakınız.
    • Daima dikkatli olunuz, mühim kağıtların çıkışına dikkat ediniz. Şüphelendiğiniz zaman kağıtları birer birer sayınız. Fazlasını arayınız.
    • Karşınızdaki oyuncunun aldığı kağıda ve atışlarına dikkat ediniz. Elindekileri saydırınız. Kağıt çekişlerine dikkat ediniz kumar hırsızları, ellerindeki fazla kağıtları yedirmek, on ikiye indirmek için, kağıtları üst üste koyup ikişer ikişer attıkları gibi, desteden de çekerler, fakat elle­rine almazlar, önlerine koyarlar, iki çekişi bire indirirler. Onların bu hareketlerine de dikkat etmek gerekir.

    Fazla kağıtla oynamak kumar hırsızları için bir avanta olduğu kadar, karşıdaki oyuncu için de bir zarardır. Çünkü fazla kağıtla oynarken yakalanırsa, o el bitinceye kadar sa­yı yazamazlar. Bu avantayı temin etmek için, tirişörler karşılarındaki oyuncuya fazla kağıt verirler ve koz açıldık­tan sonra:

    -Say kağıdını

    Derler. Fakat bu tedbiri, her zaman kullanmazlar, kar­şılarındaki oyuncu kendilerini üç, dört bin sayı geçerken yahut partinin bitmesine az kalmışken kullanırlar. Koz açılmadan fazla kağıtla yakalanmanın ehemmiyeti yoktur. Elinde fazla kağıt olan, fazlayı oynar, kağıt çekmez.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.