İskambil Oyunu

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16891
    Elfen
    Üye

    İSKAMBİL OYUNU

    Bu oyun mükemmel bir grup oyunudur. Enteresan ser­visleri vardır. Osmanlı sınırları içinde iskambil oynanma­yan köşe yoktu. Hemen hemen her vatandaş iskambil oy­namasını bilir ve seve seve oynardı. O devirlerde iskambili kumar diye oynamazlar, oyunun amacı eğlence sınırını aş­mazdı.

    Kış geceleri kar lapa lapa yağar, buzlar damlardan, so­ba borularından şeffaf geyik boynuzları gibi sarkarken ma­halle kahvelerinde iskambil partileri başlardı. Oyun bozası­na, portakalına, keten helvasına, mısır buğdayına oynanır­dı. Yenilen taraf galip tarafla kahvede bulunanlara yenildi­ği şeyi alır, bunlar alay, kahkaha içinde yenilir, içilirdi.

    Yaz gecelerinde de, mahalle kahvelerinin tek eğlence­si iskambildi. Patiska gecelikli, takkeli ihtiyarlar, çıplak ayaklı sakalar, emekli zabitler, takunyalı müezzinler, haşa­rı mahalle delikanlıları asma lambanın altında, buram bu­ram terleyerek işaret alır verirler, şen, gür, nezleli ve öksü­rüklü kahkahalar içinde oyunlarına devam ederlerdi.

    O devirlerde, iyi iskambil oynadıklarını iddia eden oyuncular, meydan okuyan Kol vardı. Bunlar birebirlerine müsabaka teklif ederlerdi. Hangi semtte iyi iskambil oyna­yanlar varsa onlarla karşılaşmak isterlerdi. Bunu sağlamak için, haber yollar, söz alırlardı.

    Kararlaştırılan günün gecesi, ellerinde muşamba, cam fener, kara, yağmura, çamura önem vermeden, Edirneka- pı’dan Beşiktaş’a, Eyüp’ten Aksaray’a, Sultanahmet’ten Cibaliye giderlerdi. Müsabakaya gidenlerin arkasına mahal­lenin merakı iskambilcileri, gençleri de takılır, kalabalık bir grup, müsabaka yapılacak kahveyi doldururdu.

    Müsabakalar, çok zevkli, heyecanlı olurdu. Galip ta­raf, mağluplar tarafından semtlerine kadar getirilirdi.

    İskambil saray ve üst sınıflar arasında da yer almış bir oyundu. Kış geceleri paşa efendiler, mahdum beyler, da­matlar ve bazı misafirler, bakır mangallara doldurulmuş lale renkli kor ateşlerin vücutları bir sevgili gibi kucakla­yan tatlı harareti ile ısınmış selamlık odalarında toplanır­lar, baklavasına, böreğine, ziyafetine parti parti, dört kol, altı kol iskambil oynarlardı.

    Kahyalar, arabacı başılar, perde çavuşları, aşçılar, ya­maklar ve bahçıvanlar da boş durmazlardı. Kahve ocakla­rında dolma gibi sardıkları sigaralarından derin nefesler çekerek, bol şekerli bakır cezve kahvelerini höpürdeterek iskambil partileri çevirirlerdi.

    XII. yy’dan önce Doğu’da iskambil kağıtlarının kulla­nıldığını gösteren hiçbir belge yoktur. Ayrıca iskambil kağı­dının kaynağı ve ne maksatla ortaya çıktığı hakkında da eli­mizde çok az bilgi vardır. Bazı tarihçilere göre iskambil, Batı Asya’lı çobanların çakıl taşlarıyla oynadıkları bir oyu­nun gelişmiş şekli olan satrançtan ortaya çıkmıştır. Bazıları da iskambilin fal bakmağa yarayan çubuk ve oklardan çıktı­ğı görüşündedir. Üstlerinde dört ayrı işaret bulunan çubuk­lar sunağın üstüne atılır, rahipler çubukların düştüğü yere göre tanrının verdiği emrin ne olduğunu anlarlardı. Yani bu çubuklar tanrı ile bildirişme imkanı sağlarlardı. İskambil kağıtlarının kaynağı Doğu Mısır ya da Arabistan olabilir.

    Birçok iskambil oyunlarında özellikle 52 kağıtlık des­te kullanılır. Her destede 13 iskambil kağıdından meydana gelen 4 takım vardır. Bu takımlara maça pik), kupa kör), karo ve sinek terfi denir. Maça ve sinek siyah renkle, kupa ve karo ise kırmızı renkte olup bazı iskambil oyunlarında renklerin önemi oldukça fazladır, kupadan başlayarak sıra­sıyla karo, maça ve sinek gelir bunlar şu işaretlerle gösteri­lir.Bazı oyunlar bir deste kağıt ile oynanabildiği gibi bazı oyunlar ise çift deste ya da tek bir desteden bazı kağıtların çıkartılmasıyla oynanabilir.
    Her takımda üç resimli papaz, kız, vale, bunlara halk arasında “Surat”da denilir ve üstünde l’dan as 10’a kadar sayılar yazılı 10 kağıt vardır. Ekstra bir kağıt olan joker ancak bazı oyunlarda kullanılır ve elde bulunmayan her­hangi bir kağıdın yerine işlenir.

    İskambil 36 kağıtla oynanır. Üçlü, dörtlü, beşli, altılı kullanılmaz. Bu kağıtlar desteden çıkarılır. İki, dört, altı ve bazen da sekiz kişi birden oynayabilir. En zevklisi, he­yecanlısı altı ve sekiz kişilik oyundur. Bunların adları da vardır.

    • Dört kol
    • Altı kol
    • Sekiz kol

    Dört kolda iki kişi, altı kol da üç kişi, sekiz kolda da dört kişi bir, yani ortak olur. Böylelikle oluşan gruplar, yan yana olmamak birebirlerinin aralarına oturmak sureti ile masa başına dizilirler. îki kişilik oyundan masada, her grup kendisine bir kumandan seçer. Arkadaşlarını o idare eder. Planlan o hazırlar, o emir vermeden kumanda ettiği arkadaşları kağıt oynayamaz. Oynayan olursa, kağıdı geri alabilir. Yalnız kumandanın emri ile yere atılan kağıt geri alınamaz.

    îlk önce, herkese üçer kağıt dağıtıldıktan sonra, yere de bir kağıt açılır. Hangi renk kağıt açılırsa, o kozdur. Koz her el değişir.

    Gruplara dahil olan her oyuncu, kumandanlarına elle­rindeki ilk üç kağıdı göstermeğe mecburdur. Sonradan çektiği kağıtları, öteki oyunculara, kendi arkadaşlarına de­ğil, karşı gruptaki oyunculara, sezdirmeden kumandanına bildirmeğe mecburdur. Bu da işaretle yapılır.

    İşaretler:

    İşaretler şunlardır:

    Göz kırpma = As = Bey

    Dil çıkarma = Kız

    Kol ve omuz titretme = Bacak

    Baş parmak gösterme = Onlu

    Burun büzme = Ufak koz yedili, sekizli, dokuzlu

    Çene oynatma = Papaz

    Kaş kaldırma = Koz yok

    Kulak tutma = Yabancı iskambil = As, ikili

    Kumandan arkadaşlarından aldığı işaretlere göre oyu­nu idare eder, kimde hangi koz var bilir, ya kaldırır, veya boş verdirir.

    Üçer üçer, yahut dörder dörder partiye aynadan oyun­cular birbirlerinin işaretlerini görmek, ellerinde ne koz varsa keşfetmek için olanca kurnazlıklarını kullanırlar. Gördükleri bu işaretlerle, asm, papazın, ikilinin kimde ol­duğunu öğrenirler, ötekilere çaktırmadan kumandanlarına haber verirler.

    İskambil oyununda en büyük, en kıymetli kağıt As’tır. 11 sayılır. İkili ikinci derecede gelir, onun da itibari sayısı 10’dur. Papaz derece itibari ile üçüncü, kız dördüncü, vale beşincidir. Bu derecelerini koz oldukları müddet muhafaza ederler. Koz olan rengin diğer kağıtları, yedili, sekiz ve dokuzlu da makbuldür. Fakat sayıları yoktur. Koz kaldık­ları sürece, bunların da önemleri vardır. Koz olmayan di­ğer kağıtlar, bunlarla alınabilir.

    Papaz dört, kız üç, vale iki sayılır. Bunların, ve aslarla İkililerin sayıları her zaman mahfuzdur; yalnız koz olduk­ları zamana geçerli değildir.

    Oynama şekli:

    Birinci olan eline göre bir kağıt oynar. İkinci o kağıdı sayı ile yahut yabancı iskambil ile tutuyorsa ya tutar, tuta­cak kağıt yoksa boş yahut sayı, iskambil verir. Bunlar ku­mandanın emri ile olur. Sonra, onun yanındaki de eline göre kağıt oynar, arada kozlar da kırılır, yahut kırılmaz. Kuman­dan hesaplarına göre oyunu idare eder. Boş verdirir. Kızın üstüne ikili kırdırır, yahut, başka bir sistem, oyunun kuralla­rına göre, takip eder. Her el oynandıkça, ortada bulunan ka­ğıtlardan herkes birer tane alır. Bu şekil yerdeki kağıtlar bi­tinceye kadar devam eder. Eldekiler de bitince; koz kırmak ve başka suretlerle alınan kağıtların sayıları sayılır.

    Bütün sayı 120 dir. Sayılar yan yana, yani 60, 60 alı­nırsa Pata = Musevi olur, iki tarafta oyun yazamaz. 61 olursa bir oyun kazanır. 80 sayı iki oyun yazar. Bir tarafın aldığı sayı 40 olursa yine iki yazılır. Bir taraf, hangi taraf olursa olsun, kağıt alamazsa kaput) sayılır, o zaman yazı­lan oyun 3’tür. İskambil 5,7, 9 ve 11 oyun oynanılır.

    Hile:

    Kağıtlar sirkaflı olursa, hile yapılabilir. Destenin en üstünde kozun ası, İkilisi veya papazı varsa o el tutulur, koz kırılır, üstte yaramayan bir kağıt varsa tutulmaz, boş verilir. Fakat, bu o kadar önemli değildir.

    İskambilde yapılan belli başlı hile şudur:

    Kurnaz oyuncular kağıt dağıtmak sırası kendilerine gelince, asları, İkilileri fasılalarla bir yere koyarlar, hafif bir köprü yapıp kestirirler. Bu şekilde büyük kağıtlar ken­dilerine gelir. Bütün aslar, İkililer kendilerinde olduktan sonra, elbette bunlara uygun bir renk de yere açılır.

    Köprü hilesine uğramamak için, kağıtları daima karış­tırmak gerekir.

    Bazı hilekarlar da, kağıtları, dağıtırlarken façaya ba­karlar. As, ikili varsa çekip alırlar. Ustası bunu hiç belli et­mez. Bu hileyi önlemek için, kağıtların altına baktırmamalıdır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.