Kılıç Oyunu

KILIÇ

Kılıç oyunu bir deste iskambil kağıdınla oynanan bir oyundur. Bir adı daha vardır: Sana bana!

Bu oyun 66, piket ve benzeri oyunlardan değildir. Dü­pedüz kumardır. Muhakkak ama çok, ama az parasına oy­nanan bir oyundur.

Nasıl Oynanır?

İlk önce kağıdı kimin yapacağını belirlemek için, her oyuncu desteden birer kağıt çeker. Çekilen bu kağıtların arasından hangisinde en büyük kağıdı çekerse o kişi birin­ci olur. Elli ikilik deste iyice karıştırılır. Bu karıştırma işi bittikten sonra, alttan veya üstten, ortadan da olabilir bir kart seçilir. Bu kartı destenin her hangi bir yerine sokulur, üstte kalan kısmı ile beraber destenin altına konulur. Bu hareketin adına kılıç derler.

Kılıç vurulduktan sonra karşısındaki oyuncu:

-5,000,000 milyona bir kız!

Veya:

-10,000,000 milyona bir dokuzlu ver! diyerek bir kağıt ister. Kağıdı dağıtan, bir isteyenin önüne birde kendi önü­ne kağıtları teker teker açmaya başlar. Kız veya dokuzlu karşısındakine, yani bu kağıtları isteyenin önüne açılırsa dağıtan oyuncu kaybeder, o zaman desteyi diğer oyuncuya vermeye mecburdur. Ebelik hakkı kızı veya dokuzluyu bu­lana geçer.( tabi ki bu istenilen kağıtlara göre değişiklik gösterir ). Eğer dağıtan oyuncu kendi önünde kız yada do­kuzluyu açarsa kazanır ve ebelik hakkını korur.

Yalnız kız veya dokuzluya para koyarak oynanmaz. Elli iki kağıdın içinde olan tüm kartlar söylenip istenebilir. Hepsine de para sürülerek oynanır.

Oyuncu sert, gözü pek olurda, bir kağıda çok para sü­rer ve ebe bu kadar paraya kağıt vermek, oynamak iste­mezse, hemen:

-Serin gel!

Der. Bunun anlamı şudur:

-Ortaya koymuş olduğun para çok………. O kadara kağıt

veremem ve oynayamam. Parayı eksilt!

Kılıç, iki kişi, beş kişi hatta on kişi ile de oynanabilir. Yalnız sıra beklemek gerekir. Kaybeden tekrar bir kağıt daha isteyemez. Kağıt istemek, oynamak hakkı yanındaki yani sıradaki oyuncuya geçer ve bu şekilde oyun devam eder. Ebe isterse, bütün oyunculara karşı oynar, sıraya önem vermez, hepsine birden kağıt açar.

Kılıç vurma tarzını beğenmeyen, veya kağıtların tekrar karıştırılmasını isteyen oyuncu:

-Bir kılıç daha vur!

-Kağıtları baştan karıştır, iyice tara!

Talebinde bulunabilir. Bu oyuncunun en doğal hakkı­dır ve ebe olan kişi bu isteği yerine getirmeye mecburdur.

Oyunda hile ve hırsızlık:

Kılıçta yapılan hile ve hırsızlıklar şunlardır:

• İşaretli kağıtla oynamak.
• Kapak altı.

İşaretli iskambille oynanılan kılıçta kesinlikle kayıp yoktur. Bu kağıtları okuyan kumarbaz daima kazanır, çün­kü kağıtlar işaretlidir ve üstündeki kağıdın cinsini işaretin­den anladığı için, onu ister. Örneğin; üsteki kağıt astır. Bu­nu görünce hemen:

-3,000,000 milyona bir as ver!

Der ve kazanır. Bu şekilde hırsızlığın önüne geçmek için, kılıç vurduktan sonra, kağıt isteyinceye kadar, kesilen kağıdı alta koymamalıdır. Böyle yapılırsa kumar hırsızı üstteki kağıdı önceden göremez, işareti okuyamaz, o kağı­dı isteyip ilk elde kazanamaz. Sonraki ellerde gelirse baş­ka. Bu şans işidir.

Çaldım!

Kağıtlar kumar hırsızının elindeyken de, sirkafın bü­yük faydası vardır. Oyuncunun istediği kağıt örneğin yedi­li, eğer en üstte ise onu vermez:

-Çaldım!

Diyerek o kağıdı en alta koyar. Böyle yapmak hakkı­dır. Kılıçta böyle bir usul, bir kural vardır. Fakat bu hare­ket daima ilk elde yapılabilir. Oyun ortasında ise bu hare­ket kesinlikle yapılamaz. Böyle anlarda, kumar hırsızı o kağıdı vermez, kendisine saklar.

Kapak altı!

Bu hile, daima bir kağıda para koyan, her zaman aynı kağıdı isteyen oyunculara yapılabilir. Bazen papaz, arka­sından beşli, daha sonra üçlü isteyen, karışık kağıtlara pa­ra koyan oyunculara kapak altını uygulamanın imkanı yoktur.

Kumar hırsızları, her el kaybettikleri halde, öbür el, sonraki el, hep aynı kağıdı isteyen oyuncuları bildikleri, hallerine dikkat ettikleri için, ebelik kendilerine geldikleri zaman çünkü, kapak altı kağıtlar başkasında iken yapıla­maz dağıttıkları kağıtları yerden topladıkları sırada, oyun­cunun daima istediği kağıdı mesela sekizliyi, en üste geti­rirler ve üstüne bir tek kağıt koyarlar. Destenin üst kısmın­daki şeklini bozmamak, oraya başka bir kağıt karıştırma­mak şartıyla tararlar, sonra hafif bir köprü yaparak, deste­nin yarısını köprünün üstüne koyarlar. Sonra tam köprü­den kılıç vururlar. Kağıtlar dağıtıldığı zaman, hiç şaşmaz, sekizli kendilerine gelir. İşte kapak altı budur.