Casino Endüstrisinin Türkiye’deki Oluşumuna Yönelik Bir Model Önerisi

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #16870
    Elfen
    Üye

    Casino Endüstrisinin Türkiye’deki Oluşumuna Yönelik Bir Model Önerisi

    Türkiye’de daha önce 5 yıldızlı otellerde açılan casinolara mevzuat gereği sadece yabancılar giriyordu. Ancak casinolar daha fazla gelir elde etmek için bir süre sonra yerli halkında yasak olmasına rağmen casinolara buyur etmeye başladılar.

    Casinolar, karaparacı ve uyuşturucu işi yapanların trafiğini yönlendirdiği önemli noktalardan biri. Casino- larm açılması için en önemli gerekçe olarak, turizm ve buradan gelecek kaynak gösteriliyor. Ancak Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu’nun 6 Temmuz 1999 tarihli raporlarına göre, casinolarm devlete hiçbir geti­risinin olmadığı belgelenmişti. Rapora göre, kumarhane­lerde para akışı ve vergi kaçağını denetlemenin zor olduğu vurgulanmıştı.

    Kamuoyunun tepkisi üzerine Ağustos 1997’de Turiz­mi Teşvik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile 79 kumar­hane süresiz olarak kapatılmıştı.

    Kızılcahamam’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen AKP milletvekili ve Köşdere Turizm Yatırım ve İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Köşdere turizm ağırlıklı taleplerini iletti. İl başkan­lığından bu yana kumarhanelerin yeniden açılmasını savunan Köşdere, gerekli yasal düzenlemelerin yapı­larak, devletin etkin bir denetim mekanizması kurması kaydıyla casinoların yeniden açılmasını istiyor. Ayrıca, Köşdere, Temmuz ayında yaptığı açıklamada “8 yıl önce kumarhanesi kapatılan bir kişi, mahkemeye açtığı davayı önceki hafta kazandı. Yani mahkeme, kumarhanelerin kapatılmasını yasaya aykırı buldu. Bunun temyize gide­ceği söyleniyor. Temyizde de aynı karar çıkarsa, önü­müzde kumarhanelerle ilgili bir sorun kalmayacak. Devletin yasaklarla bir yere varması mümkün değil.” dedi. Köşdere, bu haliyle casinoların yer altına indiğini ve daha da arttığını savundu ve Başbakan Erdoğan’dan destek istedi.

    AKP Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu, İstanbul’da “Galata Projesi” ile bazı restorasyon çalışma­ları yapılacağına dikkat çekerek, Haydarpaşa Garı’nm da otel ve alış veriş merkezi haline getirilebileceğini söyledi. Casinoları da tekrar Türkiye’de belirli yerlerde açmak lazım” diyen Terzibaşıoğlu, “Bu da turizmin bir kolu. Ancak bu kumarhaneler açılırken, sadece yabancıların girebilmesi içinde tedbirler almalı. Bunların kapılarından gümrük kapılarında olduğu gibi geçmek lazım. Elektro­nik giriş-çıkışlar olabilir. Monako Prensliği sadece bununla hayatını sürdürüyor” dedi

    ‘Casinolar yeniden gündeme getirilmeli. Nasıl Las Vegas’ta özel kumarhane bölgeleri varsa, Türkiye’de de böyle casino alanları yapılabilir. Serbest bölgeler gibi casino bölgeleri de kurulabilir. Devlet, turistik tesislere sağladığı tahsisler gibi casinoları da tahsisle yapabilir. Tabi, bu casino sayısı da sınırlı yapılmalı. Devlet böylece büyük bir vergi geliri sağlayabilir. Ülkeye para girişi olur. Ama devlet sıkı bir denetim yapmalıdır. Casino tahsisleri de en az 1 milyar dolara yapılmalıdır.

    Türkiye’de casino bölgesi nerede olmalı sorusuna cevap olarak “Gökçeada”yı önermekteyim. Çünkü, Gök­çeada denince aklınıza sadece deniz, güneş kumsallar ve gece yaşamı olan bir yer gelmesin, aynı zamanda dün­yanın en bol oksijenli bölgesi, farklı kültür ve dinlerin buluştuğu, mitolojide ve destanlarda oldukça işlenen, dünyanın en eski medeniyetlerinin barındığı bir yerdir.

    Kısa bir gemi yolculuğundan sonra Kuzulimanı’na ulaştığınızda karşınıza çorak topraklar çıktığında (Gök­çeada’nın eski adı İmroz’dur ve “çorak topraklarda bere­ket tanrısı” anlamına gelmektedir.) genelde Ada’ya ilk gelenler hayal kırıklığına uğrar ama unutmayın ki bir ada uzun süre ayakta kalabilmesi için asıl yerleşimi, güzellikleri ve gizemi içerlerde saklamıştır

    Gökçeada pansiyonlar, moteller, oteller ve apartlar yaygınlaşmakta ve zaman içinde kalitelerini arttırmakta­dırlar. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin durumları düzeldikçe, tesisler daha da güzelleşmektedir. Ada’da 156 adet kayıtlı pansiyon bulunmakta, yaz aylarında bu rakam 200’ü geçmektedir. Genelde yaz aylarında sayısız otel ve restaurant faaliyete girmektedir.

    Pansiyonculuk, daha çok Gökçeada Merkez, Yeni Bademli ve Uğurlu Köyü’nde yaygındır. Şahinkaya, Eşe­lek ve Şirinköy’de de yeni yeni başlamaktadır.

    Motel ve Oteller, genelde Merkez ve Kaleköy’de yoğunlaşmıştır. Şimdilik yıldızlı otel bulunmamakta ama özel belgeli oteller bulunmaktadır.

    Gökçeada’nın Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ayları deniz turizmi açısından en elverişli aylarıdır. Deniz ve hava sıcaklıkları buna uygundur. Bir hatırlatma da yapalım, rüzgar hangi yönde esiyorsa ters istikamette deniz dalgasız, akmtısız bir durumda olur. Rüzgar istika- metli yerler ise yelken, sörf gibi sporlara meraklılar için idealdir. Gökçeada’da kumsal seçenekleri de bulunmak­tadır: İnce kumlu, küçük taşlı, taşlı, kayalık, orman dibi, sadece denizden ulaşılabilen vb.

    Gökçeada’ya milyarlık havaalanı yapıldığını, ancak atıl durmaktadır, casinolar için en ideal yer bizim için Gökçeada. Adaya casino kurulması, ekonomiyi önemli ölçüde canlandırır.

    Öte yandan, Gökçeada Belediye Başkanı Halil Rüştü Akgün de adaya casino kurulması konusunda zorlayıcı olmadıklarını ifade ederek, şunları söylemektedir:

    “Biz ille de adaya kumarhane kurulsun demiyoruz. Kurulacak kumarhaneler kara paranın aklandığı, huzuru bozan, denetimi yapılmayan yerler olacaksa, buna kesin­likle karşıyız. Ancak, kumarhaneyi işletecek kişi, bunu bir başkasına devretmemeli. Ayrıca kumarhaneler sıkı bir şekilde denetlenmeli. Şuan kanunen kumarhanelerin açılması yasak. Ancak meclis bu konuda karar verirse, boynumuz kıldan ince. Adada huzuru bozacak bir şeye kesinlikle karşıyız. Devletimiz, ülkenin menfaatlerini gerekçe gösterip, buraya kumarhane kuracaksa, biz de görüşümüzü bu şekilde açıklar ve yetkililere söyleriz.”

    Gökçeada ekonomisi, tarım, hayvancılık, balıkçılık ve turizme dayanmaktadır. Tarım olarak, zeytincilik, bağcılık ve sebzecilik öne çıkmaktadır. Yoğunlukla, kırmızı biber (közlemelik ve salçalık), bostan, ayçiçeği, fasulye, domates, bamya, çilek ve üzüm yetiştirilmek­tedir. Meyve ağacı olarak, zeytin, elma, kiraz, badem, ceviz, armut, yaban ahlatı, dut, kara dut, şeftali, bardak eriği, vişne, kayısı ve ayva bulunmaktadır. Ada’da Zey­tinyağı fabrikası (devletin ve özel sektörün), şarap ima­lathanesi bulunmaktadır. Hayvancılık, genelde küçük baş hayvancılığa dayanmaktadır. Ada’nm kendine has İmroz koyunu bulunmakta ve yabani olarak yaşamak­tadır. Büyük baş hayvancılık yaılmakta ve Ada’nın süt ihtiyacı karşılamaktadırlar. Ada’da sütü işlemek için kamu ve özel sektörün mandıraları bulunmaktadır. Deve kuşu yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Arıcılıkta; kekik, çam ve çiçek balı elde edilmektedir. Kış aylarında av sezonunun açılmasıyla, Ada’da bir hareketlilik olmak­tadır. Konumu itibari ile zengin deniz ürünlerine sahip Ada’da her an taze balık bulunabilmekte ve bunlar önemli bir ekonomik değere sahiptir. İçeride tüketileme- yen balıklar ilçe dışında satılmaktadır.

    Ada’yı çepeçevre (95km.) saran sahil şeridi, irili ufaklı kumsallara sahiptir. Şu an pek çoğu bakir bir durumda olan kumsallar, dünyanın en temiz sahilleri -ı-^oV bilinmektedir. Aydıncık, Gizli Liman, Yuvalı, Uğurlu, Pirgos, Lazkoyu, Kuzulimanı, Sualtı Milli Parkı’ ran da içinde bulunduğu Yıldızkoy, Mavikoy, Yelken- kaya en önemli plajlarıdır. Güney sahilleri ipek gibi kum, kuzey sahilleri çakıllıdır. 30 km. uzunluğundaki Ada’nın 27 km.lik bölümünde denize girilebilir.

    Ada’da çavuş ve kara üzüm oldukça yaygın olarak yetişir. Bu üzümler şarapçılık ve pekmezcilik açısından üstün değere sahiptirler. Normal tüketimde de kalitesi iyidir, özellikle kansızlık ve karaciğer hastalarına iyi gelmektedir. Ada’da ev yapımı şaraplar bulunmaktadır.

    Ada’da yaşam güneş ve denizden ibaret değildir. Geceleri de en az gündüz kadar hareketli ve eğlencelidir. Konaklama ve eğlence yerlerinin birbirinden farklı yer­lerde olmasından dolayı, eğlence mekanlarını, gelen turistlere gürültü kirliliği yaşatmaz. Ada’da bar, disko, kafe, balık restaurant ve taverna yeterince bulunma­maktadır. Şu an Gökçeada Ege ve güney sahillerine oran­la sessiz ve mütevazıdır. Her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir. Gökçeada’da yazın film festivali düzen­lenmektedir. Genellikle yaz aylarında, konserler, basket­bol, voleybol, plaj voleybolu, tavla turnuvaları, uçurtma şenlikleri, 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda su sporları müsabakaları, toplu sünnet şenlikleri, tiyatro gösterileri, güzel sanatlar sergileri olmaktadır. Yaz aylarında su kayağı ve sörf için malzeme kiralayabilir ve unutulmaz anlar yaşanabilmektedir.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.